Hamilelikte reflü sık görülen bir olgudur. Neredeyse hamilelerin % 50 sinde reflü şikayetlerine rastlanır. Şikayetler genellikle ilk ve 2. üç aylık periyotlarda başlar. Neyse ki çoğunluğunda şikayetler hafif ve aralıklıdır. Bazende şikayetler hastayı iyice muzdarip hale getirebilir. Hamile olmayan hastalarda, hastanın şikayetlerini gidermek için ilaçlara başvurabiliriz ve şikayetleri kontrol altına alabiliriz. Fakat hamilelik durumunda güvenli ilaç kullanımı öne çıkmaktadır. Bebeğe zarar vermeyecek tedaviler önem arzeder.
Hamilelik Niçin Reflüye Yolaçar?
Hamilelikte oluşan reflü mekanizması biraz karışıktır. Yani hamile olmayan insanlara göre sebepler açısından bir kaç fark vardır. Bunlardan bir tanesi hamilelikte artmış olan östrojen ve progesterondur. Bu hormonlar, LES dediğimiz yemek borusunun alt kısmını kapalı tutan kasın gevşemesine neden olurlar. Bu reflü hastalığının en önemli sebebidir.
İkinci olarak da karın içi basıncının artması ve midenin geç başalması da reflü oluşumuna yardımcı olur. Özellikle hamileliğin son periyodunda karın içi basıncı iyice artar ve şikayetlerin artmasına sebep olur.
Neyse ki hamilelik sonlanınca reflü şikayetleri de iyice geriler. Çoğu hasta hamilelik öncesi eski durumlarına geri döner.
Çok önemli bir konu reflü hastası olan hastaların hamilelikleridir. Ciddi reflü hastalığı olan ve şikayetleri çok olan hastalarda reflü hamilelikle iyice azar. Bu nedenle reflü hastalarının hamilelik öncesi düzgün bir tedavi olmaları önemlidir. Ameliyat gerektiren vakaların hamilelik planlaması öncesi ameliyat olmaları tavsiye edilir. Çünkü hamilelik esnasında reflü ameliyatı yapılamaz.
Hamilelikte Reflü Tedavisi
Reflü durumunda ilk yapılacak şey yaşam koşullarında ve diette yapılacak değişiklikler olmalıdır. İlaç kullanmadan reflüyü kontrol altına almaya çalışmalıyız. Burada daha önceki sayfalarda anlatılan değişiklikler aynen geçerlidir.
Bu değişikliklere rağmen rahatlama sağlanamaz ise tedaviye antasitler eklenmelidir.
Antasitler genellikle katagori A denilen ve hamilelikte güvenli sayılan ilaçlardır. Bunlar plasentayı geçip bebeğe ulaşamazlar. Alüminyumlu antasitler tercih edilmelidir.Bunlar bebek açısından güvenlidir fakat kabızlığa sebep olabilirler. Magnezyumlu antasitler tercih edilmemelidir. Özellikle doğuma yakın periyotta kullanılmamalıdır. Doğum sürecini yavaşlatabilir. Bikarbonatlı antasitler bebeğe zarar vermez ama ödemi arttırabilir. Sonuçta alüminyumlu antasitler uygun görünüyor. Burada annenin böbreklerinin düzgün çalışması önemli. Böbrek problemi olanlarda alüminyum preperatları verilmemelidir.
Antasitler yeterli olmazsa bunlara sucralfate (antepsin) eklenebilir. Sucralfate katagori B dir. Bunun da yeterli olmadığı durumlarda asit baskılayıcı tedavi uygulanabilir. Her zaman en az ilaçla çözüm bulma stratejisi izlenmeli. Öncelikle ranitidin (katagori B dir) veya famotidin(Katagori B) başlanabilir. Doz 1x1 ile başlar ve gerekirse 2x1 e çıkartılır.
Bunlar da çare olmaz ise lansoprozol gibi proton pompa inhibitörleri başlanabilir. Lansoprozol hamileler için katagori B bir ilaçtır. Yani kullanımından dolayı hayvan testlerinde hamileliğe yan etkisi olmamıştır. Ama omeprazol katagori C dir. O nedenle tercih edilmemelidir!!!
Metoclopramid (metpamid) katagori B dir ve reflü tedavisine yardımcı olmak üzere hamilelerde kullanılabilir.
Sonuç olarak katagori A ve B ilaçlar güvenle kullanılabilir. Omeprazol ve magnezyumlu antaasitler dışındaki ilaçlar güvenli olarak değerlendirilmektedir.