Reflü tanısı nasıl konur?

Reflü tanısı konulması aslında kolaydır. Genellikle hekimler en sık karşılaşılan yanma ve ağıza acı su gelmesi şikayetini duyunca reflüden şüphelenirler. Çoğu zaman hastalar bile reflünün tanısını kendi kendilerine koyabilirler. Reflü tanısını destekleyen bir diğer şey ise ilaçlardan fayda görmesidir. Asit salınımını baskılayan ilaçlar alındıktan sonra şikayetler kayboluyorsa sorunun reflü olduğu kesin gibidir.

Reflü tanısı için izlenmesi gereken yol genellikle aşağıdaki gibidir.

Hastanın şikayetlerinin dinlenmesi ve ilaç tedavisine cevabın değerlendirilmesi

Buna ‘’terapötik yaklaşım’’ deniliyor.Bu aşama teşhis için en önemli kısımdır ve tanıyı genellikle bu şekilde ve büyük olasılıkla koyabiliriz. Bu yaklaşım çoğu hastada tanıyı koydurur. Fakat bazı durumlarda ülserler ve gastrit de benzer şikayetleri yapabilir ve aynı tedaviye cevap verebilir. İşte bu  nedenle bu yöntem tek başına her zaman reflü teşhisi için uygun olmayabilir. Bu faktörlerden dolayı yine de endoskopi ile tanıyı kontrol edip doğrulamak modern reflü tedavisi için gerekli görülmektedir.

Endoskopi( Gastroskopi)

Endoskop, ucunda kamera olan ince bir hortuma benzeyen bir alettir. Bunun sayesinde yemek borusu mide ve 12 parmak barsağının iç yüzeylerini direkt olarak gözümüzle görebiliriz. Direkt bir tetkik olduğu için çok değerlidir. Bahsedilen organların içinde gelişmiş hastalıkları gözümüzle görmemize ve gerekirse o organlardan parça alıp tahlil etmemize olanak sağlar. Reflü hastalarında 2. sırada izlenmesi gereken yöntemdir. Ama şunuda unutmamakta yarar var: Reflü hastalarının %50 sinde endoskopi normal bulunabilir. Yani endoskopisi normal hastada reflü yok denilemez. Genellikle özofajit yapmış erozif reflü hastalığını teşhis etmemizde yararlıdır. Barrett özofagus gibi ilerlemiş reflü hastalığının teşhisinde ve oradan parça alınmasında gereklidir. Mide fıtığıyla beraber seyreden reflü hastalıklarında fıtığın teşhisinde çok yararlıdır.

Yemek borusu ve midenin Rontgen filmi

Eskiden mide şikayetleri olan tüm hastalara yapılıyor olmasına rağmen endoskopinin ortaya çıkmasıyla önemi azalan bir tetkiktir.Hastalara baryum denilen yoğurt kıvamında beyaz bir sıvı yutturulur. Baryum Rontgen filimlerinde görülebilir kontrast bir maddedir. Bu madde yemek borusunun içinden geçerken ve mideyi doldurduktan sonra filmleri çekilir. Özellikle yutma güçlüğü olan hastaların tetkikinde yapılması gerekir. Yemek borusunda daralma, kısalma varlığını ve fıtıklaşmayı gösterir.Özellikle daralma ve kısalmayla seyreden reflü hastalarında tedavinin şekli değişebilmektedir. Örneğin; bu hastalara kapalı ameliyat yapılamayabilir. Ayrıca akalazya denilen yemek borusu hastalığının teşhisinde oldukça yararlıdır. Yine mide fıtıklarının tipini ve şeklini göstermesi açısından yararlıdır. Sonuç olarak yutma güçlüğü ile seyreden reflü hastalarında ve ameliyat kararı verilen hastalarda, yapılmasında büyük yarar olunan bir tetkiktir.

pH metri

phmetriBu yöntemle yemek borusu içine asit kaçışlarının varlığı ve bunun sıklığı kaydedilebilir. pH bilindiği üzere asitlerin kuvvetini belirten bir değerlendirme skalasıdır. Yani pH aşağıya düştükçe asitin kuvveti artar. Yani pH değeri 3 olan asit pH değeri 4 olandan daha kuvvetlidir. Bu yöntemde yemek borusu içine 1 mm bir katater gönderilir ve bu kataterin ucunda pH değerini ölçen bir kısmı vardır. Kataterin ucu yemek borusunun son kısmına yakın ve LES denilen alt sfinkterin 4-5 cm daha yukarısındadır. Kataterin diğer ucu burundan dışarı çıkar ve bu da bele takılan bir kayıt cihazına bağlanır. Bu saye de yemek borusu içine asit kaçışları( pH değeri 4 ve daha küçükler kaydedilir) ve bunların sıklığı değerlendirilir. Genellikle 24 saatlik ölçümler yapılır.
Her hastaya gerekli midir?
Bu test  reflü düşünülen her hastaya yapılmaz. Reflü tanısı koymada zorluk duyulan hastaklarda ve operasyon gerekliliği olan hastaların gerekli olanlarında yapılır. Endoskopik olarak bariz reflü tanısı konulmuş hastada bu testi yapıp tanıyı doğrulamak gerekli değildir.

pH metri testi özellikle endoskopik olarak normal veya çok az bulgusu olupta reflü düşünülen ve  reflü tedavisine cevap vermeyen hastalarda yararlıdır. İkinci olarakta  yemek borusu dışındaki bölgelerde şikayetleri olan (kronik öksürük, farenjit, astım vb.) ve reflüden kuşkulanılan hastalarda yararlıdır. Bu durumda bir başka katater ile yemek borusunun üst kısmından da pH ölçümü yapılır ve anormal bulgular reflü tanısı koydurabilir.

 Tedavi cevabı olmayan hastalarda veya atipik şikayetleri olan hastalarda  yapılmalıdır. Tedavi cevabı genellikle 4-12 haftalık ilaç tedavisinden sonra değerlendirilir. Hastaların %20 kadarında ilaç tedavilerine cevap alınmayabilir. Bunun nedenini belirlemek amacıyla pH metri yapılabilir.

Bravo sistem denilen kablosuz bir kapsül şeklinde geliştirilmiş pH metri sistemi de bulunmaktadır. Bunun en büyük farkı burnunuzdan bir telin çıkmamasıdır. By kapsül yemek borusuna yapışır ve oradan kablosuz bilgi gönderir ve 4-5 gün sonra düşer ve dışkıyla dışarı atılır. Fakat bunun da bazı teknik zorlukları mevcuttur ve daha pahalı bir tetkiktir. Henüz tam anlamıyla standardize olmamıştır.

pH metri reflü hastası olmasına rağmen yanlış sonuçlarda verebilir. Normal çıkmasına rağmen reflü hastalığı olabilir veya pozitif çıkmasına rağmen hastada reflü olmayabilir. Bu nedenle pH metre tek başına tanı koymak için yeterli değildir ve hastanın şikayetleriyle ve diğer testlerle birlikte değerlendirilmelidir. Tipik reflü şikayetleri olan ve endoskopik olarak özofajiti olan hastalarda tanı koymada yeri yoktur. Safra reflüsü olan hastaların teşhisinde işe yaramaz.

Manometre

Manometri özofagus denilen yemek borusunun  ve LES in  nasıl kasıldığını inceleyen ve kasılmasında herhangi bir problem olup olmadığını değerlendiren bir testtir. Burun deliklerinden bir tanesinden yemek borusuna ince bir katater yollanır ve buradan istirahatte ve yutma esnasında basınç ölçümleri yapılır. Sonuçlar bir kayıt cihazına alınır ve değerlendirilir. Bu testin amacı; yemek borusunun kasılmasını bozan hastalıklarının olup olmadığını değerlendirmek ve LES denilen sfinkterin kendiliğinden gevşemeye uyrayıp uğramadığını değerlendirmektir.. Çünkü skleroderma, akalazya gibi yemek borusunun hastalıklarını teşhis etmede oldukça yararlıdır. Tedaviden cevap alamayan hastalarda uygulanır. Reflü hastalığının rutin tetkikinde herzaman kullanılmaz ve reflü hastalığının tanısını tek başına koydurmaz. Reflü hastasının ileri tetkikidir.

Mide Boşalım Tetkikleri

Mide boşalım zorluğunun değerlendirilmesinde kullanılır. Reflü hastalarının bir kısmında (%20)  mide boşalım güçlüğü mevcuttur. Özellikle bunun derecesini belirlemede etkendir. Yine tedaviye cevap vermeyen ve diabet gibi yandaş hastalıkları olan reflü hastalarında yapılması gerekebilir. Diabet hastalarının bir kısmında mide sinirlerindeki hasardan dolayı boşalım geç olabilir. Mide boşalım sintigrafisi bu hastalarda yapılmaktadır. Radyoaktif maddeyle işaretlenmiş bir içecek hastaya içirilir ve belli bir süre hastaların midesinden 12 parmak barsağına geçen maddenin miktarı gama kamera denilen bir cihazla ölçülür. Her hastada gerekli değildir.

Op.Dr. Cengiz Dibekoğlu

Op.Dr. Kubilay Kemertaş

Free Joomla templates by Ltheme